Ege Bölgesi, antik çağlardan bu yana güzelliğiyle dünyaca ünlü bir bölgemiz. Ege’nin dört bir yanında kent merkezleri ve popüler turistik merkezlerden kaçmak isteyenlere durak olan onlarca köy var. İşte doğal güzelliklerini ve tarihi dokularını muhafaza eden bu köylerden yirmisi…
Şirince / Selçuk-İzmir
İzmir’in en bilinen köylerinden olan Şirince’de zaman adeta duruyor. Mübadele sonrası Rum nüfusun ayrıldığı köy, yıllar boyunca kendine özgü şarap üretimi ile adını duyurdu. Ancak Şirince’de şarabın yanı sıra oldukça lezzetli kiremitte köfte ve Ege otları kullanılarak yapılan yemekleri de tadabilirsiniz. Şirince’ye Selçuk otogarından kalkan minibüslerle on beş dakikada ulaşılabiliyor.
Bademli / Dikili-İzmir
İzmir’in kuzeyinde Foça’dan itibaren hava değişir. Ege’nin rüzgarları şiddetini artırır, atmosferdeki oksijen miktarının arttığını hissedersiniz. Dikili ile Çandarlı arasında olağanüstü güzellikteki sahil şeridinde bulunan Bademli, işte bu bölgede bulunan ve çokça keşfedilmemiş köylerden biri. Masmavi denizi ve bakir koylarıyla Bademli’ye Dikili merkezden minibüs kalkıyor.
Balıklıova / Urla-İzmir
İzmir’e yakınlığı ile son dönemde çok daha fazla rağbet görmeye başlayan Balıklıova, yarımadanın en güzel balıkçı köylerinden biri. Mütevazı kumsalıyla pansiyon ve restoranlarıyla ziyaretçilerine mutlak bir huzur vaat eden Balıklıova, aynı zamanda un kurabiyesiyle ünlü. Balıklıova’ya İzmir’den minibüsler ve belediye otobüsleri çalışıyor.
Sığacık / Seferihisar-İzmir
Yüzyıllardan beri Osmanlı’nın en önemli donanma sığınaklarından biri olan Sığacık, kalesi ve surların içindeki tarihi evleri ile İzmir’e 30 dakika mesafede sizi bekliyor. Son dönemde “Cittaslow” kapsamına giren ve tarihi evleri restore edilen Sığacık’a Pazar günü giderseniz her türlü ot ve doğal sebze bulabileceğiniz pazarını da ziyaret edebilirsiniz. Sığacık pazarından ev açması böreğinizi alıp pazarın hemen yakınındaki çay bahçelerinde yemenizi öneririz.
Kayapınar / Karaburun-İzmir
Karaburun’un en özel yanlarından biri, günbatımının en güzel izlenebilen yerlerden biri olmasıdır. İnecik’in iskelesi olan Kaynarpınar da bu manzaranın en güzel olduğu noktalardan biri. Henüz çok az keşfedilmiş doğallığıyla, şirin pansiyonlarıyla ve deniz tutkunları için Tombağcık plajıyla balıkçı köyü Kaynarpınar’a gelenler hayran kalıyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Tarihi Yerler
Dalyan / Çeşme-İzmir
İzmir deyince ilk akla gelen yerlerden biri Çeşme’yse Çeşme deyince ilk akla gelen yerlerden biri de Dalyan. Son dönemde yazlık konutların ağırlık kazanmış olmasına ve özellikle diğer köylere oranla restoranlarının daha pahalı olmasına karşın Dalyan, güzelliğinden hiçbir şey kaybetmiş değil.
Kavacıkköyü / Karabağlar-İzmir
Fahrettin Altay aktarma merkezinden 24 numaralı ESHOT otobüsüyle yaklaşık 40 dakikada ulaşacağınız Kavacık’a varınca İzmir’e bu kadar yakın ve bu denli doğal bir dağ köyü olabileceğine şaşıracaksınız. Üzümleriyle ünlü Kavacık köyünde her sene bağbozumu döneminde üzüm şenlikleri de düzenleniyor.
Birgi / Ödemiş-İzmir
Antik dönemde Phyrgion adıyla bilinen Ödemiş’in bu en meşhur köyü, 14’üncü yüzyılda Aydınoğulları’na başkentlik yaptı. Köyde bu dönemden, yani Ortaçağ’dan kalma çok sayıda eser bulunuyor. Aydınoğlu Mehmet Bey Camii ve konakları ile Birgi, her yıl onbinlerce ziyaretçi ağırlıyor.
Kaplan Köyü / Tire-İzmir
Bereketli Küçükmenderes ovasına nazır, yeşilin ortasında şirin bir nokta olan Kaplan köyüne hafta sonlarında rezervasyon yaptırmadan gitmemek gerekiyor. Zira ormanın içinde olağanüstü bir atmosfer ve manzara sunan, tarihi evleri, deresi ve su değirmenleriyle güzeller güzeli bu köy, yaz kış ziyaretçi akınına uğruyor.
Adatepe / Küçükkuyu-Çanakkale
Çanakkale şehir merkezine yaklaşık 105 kilometre mesafede bulunan Adatepe’nin tarihi, antik çağa dayanıyor. O dönemde “Gargaros” adıyla bilinen köy, Homeros’un İlyada destanında şöyle anlatılıyor:
- Ama o Zeus’u da görüyordu
- Çok pınarlı İda’nın en yüksek doruğunda,
- Görünce de korku kaplıyordu yüreğini.
- Hera dosdoğru yürüdü Gargaros doruğuna,
- İda’nın en yüksek tepesiydi bu.
Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna dek ağırlıkla Rum nüfusun yaşadığı Adatepe’de Mübadele’nin ardından Şirince’de olduğu gibi sadece Türkler kalmış. Tarihi yapıları, flora renkliliği ve tertemiz havasıyla Adatepe’ye özel aracınızla veya Küçükkuyu’dan taksiyle ulaşabilirsiniz. Küçükkuyu-Adapepe arasın sadece 4 kilometre.
Çamlıbel / Edremit-Balıkesir
Dikili’nin de kuzeyinde, oksijenin daha arttığı Edremit Körfezi’nin bereketini taşıyan Çamlıbel köyü de bölgede tarihi eski çağlara dayanan Rum köylerinden biri. Sırtını Kazdağları Milli Parkı’na veren köy, tarihi dokusunu ve doğal güzelliklerini koruyor. Köyde çok sayıda pansiyon bulunuyor. Edremit merkeze 10 kilometre mesafede olan köye özel aracınızla Akçay-Altınoluk karayolundan saparak ulaşabilirsiniz. Unutmadan belirtelim, Türk tiyatro ve sinemasının unutulmaz oyuncusu Tuncel Kurtiz’in mezarı da Çamlıbel’de bulunuyor.
Yeşilyurt / Menteşe-Muğla
Muğla, sadece Ege’nin değil, Türkiye’nin en güzel illerinden biri. Bodrum’dan Marmaris’e, Datça’dan Fethiye’ye kadar her köşesi güzelliklerle dolu olan Muğla’nın köyleri de birbirinden güzel. Menteşe ilçesi sınırlarında bulunan Yeşilyurt Köyü de tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Doğanbey / Söke-Aydın
Mübadele ile Rum sakinlerini kaybeden Ege köylerinden bir diğeri de Doğanbey. Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın güneye bakan kesiminde yer alan köy, kendine özgü taş mimarisini ve Arnavut kaldırımlı sokaklarını hala koruyor. Yeşilin hemen her tonunun görüldüğü köy, aynı zamanda popüler bir trekking rotası.
Kayaköy / Fethiye-Muğla
Kayaköy de Mübadele sonucu Rumların bırakmak zorunda olduğu köylerden biri. Ancak diğerleri kadar şanslı değil. Zira Şirince, Doğanbey ve Çamlıbel gibi köylerde Mübadele sonrası yaşam bir şekilde devam etmiş. Kayaköy ise bugün bir “hayalet köy” durumunda. Köyü ilginç kılan özelliği de bu. Her yıl binlerce turist, Kayaköy’ün yaşanmışlıklarıyla bırakılıp terkedilmiş evlerini görmek için geliyor.
Mazıköy / Bodrum-Milas
Bodrum’un kalabalığından sıkılan ve daha dağal, daha sakin bir yer arayanlar, son dönemde Mazıköy’e akın etmeye başladı. Bölgede bulunan tarihi kalıntılarla köyün tarihi dokusu ve deniz manzarası olağanüstü bir birliktelik sunuyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler
Mehmetalan Köyü / Edremit-Balıkesir
Kaz Dağları’nın eteklerinde, yeşilin ortasında kurulu olan Mehmetalan köyü, diğer köylerdeki gibi karakteristik yapısını muhafaza etmeyi başarmış, bölgenin tamamında olduğu gibi yüksek oksijen değerine sahip havasıyla doğallığını muhafaza eden tipik bir dağ köyü.
Kapkırı Köyü / Milas-Muğla
Bafa Gölü’nün kıyısında, kayalıklara sırtını dayayan Kapıkırı, insana bir doğa belgeselinin içinde yaşıyormuşsunuz hissini veriyor. Heraklia antik kentinin kalıntılarını da barındıran köy, Bafa Gölü’nün sunduğu muhteşem akşamüstü renklerini deneyimlemek isteyenlerin akınına uğruyor.
Sokakağzı / Ayvacık-Çanakkale
Koyunevi köyünün iskelesi olan Sokakağzı, unutulmuş bir Ege resmini sunuyor ziyaretçilerine. Sokakağzı’nda yüzlerce yıldır zamanın bekçiliğini yapan iskelenin taş evlerine, huzur ve lezzeti bir arada sunan mütevazı restoranlar ve şirin pansiyonlar eşlik ediyor.
Selimiye Köyü / Marmaris-Muğla
Doğal dokusu, tertemiz denizi ve havasıyla yıllardır “saklı cennet” sınıfından sayılan Selimiye’nin adı son yıllarda popülerleşti ve her sene binlerce insanı ağırlamaya başladı. Balıkçılıkla geçinen küçük ve şirin bir yer olan Selimiye köyünde bu nedenle son dönemde pansiyonculuk hızla gelişti. Ziyaretçi sayısının artmasına rağmen köy doğallığından ve güzelliğinden hiçbir şey kaybetmiş değil.
Güzelçamlı / Kuşadası-Aydın
Turizmin gözde merkezlerinden Kuşadası’nda, Dilek Yarımadası Milli Parkı’na sırtını dayayan Güzelçamlı, dünya çapında ağırladığı onbinlerce ziyaretçiye rağmen doğal güselliklerini hala tüm canlılığıyla muhafaza eden yerlerden biri.
Kaynak: Engin Tatlıbel – Ege Meclisi